Endüstri 4.0 diye bir kavram iş ve yaşamımıza girdi gireli hararetli bir şekilde bu kavramı istediğimiz gibi kullanır olduk. Yok bu dönemi de kaçırırsak bir daha iflah olmayız ifadesinden tutun da bu kavrama tılsımlı, büyülü, sihirli anlamlar yükleyen çok geniş bir sohbet-muhabbet yelpazesi var. Bu kavramı çıktığı veya daha doğru tanımlama ile Almanya da birden bire icat edildiği günden beri takip etmeye, anlamaya çalışmaktayım. Bu süreçte gözüme çarpan bazı unsurları özetle sıralamak isterim;
• Başlangıçta Endüstri 4.0 kavramı Almanların yeni dönem için geliştirdikleri marketing enstrümanıydı. Bu enstrümanın geliştirilmesi zorunluluğu Almanların küresel ticaret ve teknoloji savaşlarında karşılaştıkları rekabet baskısı sonucu olduğu aşikar! (Almanlar her ne kadar orta-yüksek teknoloji ürün ihracatında lider görünseler de bilişim ve yazılım teknolojilerinde geri kalmışlık onların endüstride lider konum sürdürülebilirliğini tehlikeye sokmuştur.)
• Dünyada en önemli büyük iletişim, bilişim teknoloji devleri içinde hatırı sayılır bir tek Alman şirketin bulunmaması (sadece SAP var) aslında Almanların teknolojik gelişmeleri uzun bir zamandır es geçtiklerinin bir göstergesidir. Kaçırılan fırsat yeni bir kavram ile toparlanmaya çalışılmaktadır.
• Alman endüstrisinin en güçlü özelliği onun sistem yapılanmasından kaynaklanmaktadır. Tekil bir başarı, başarı değildir! Bir proses ve sistem mantığı asıl başarının kaynağı olarak görülür. Nesnelerin internetini iyi yapabilirsiniz (ABD gibi) ama bu nesneleri üreten işletmeleri, prosesi, sistemi bu teknolojiye göre iyi kurgulayamaz iseniz başarı geçici kalır.
• Almanların zamanla içini doldurmaya çalıştıkları Endüstri 4.0 teknoloji egemen bir dönemde Almanların yeni bir endüstriyel toplum tasavvurudur! Süreç içinde bunun içinin nasıl doldurulduğuna tanık olacağız. Bu sürecin en büyük özelliği hızlı olmasıdır!
• Endüstri 4.0 gibi genel endüstriyel gelecek tasavvurunun ardından Almanlar daha somut, daha anlaşılır bir kavramdan, Dijital Çağ dan bahsetmeye başladılar (bu kavram ABD de yaklaşık 30 yıldır herhangi bir şekilde kullanılıyor ve hatta bunun bir sonucu olarak Silicon Valley oluştu zaten). Dijital Transformasyon un nasıl gerçekleşmesi gerektiği tüm master planların merkezinde!
• Çağımızın en büyük sermayesi BigData. Bireyler (tüketiciler kavramı aslında daha uygun) bazında küresel olarak en fazla bilgiler ABD li şirketlerde (Microsoft, Alpha (Google), Facebook, Apple, Amazon vs.) toplanmış vaziyette . Makinalar konusunda BigData yı Almanlar toplamak istiyorlar, zira makineyi en iyi tanıyan onlar!
• Almanya da irili ufaklı yaklaşık 300 ün üzerinde Endüstri 4.0, Dijitalleşme üzerine saha projesi yapılıyor. Ha keza üniversiteelr ve araştırma kurumlarında da hummalı bir çalışma mevcut.
Kavram Hegemonyası
Yeni endüstriyel çağ ile ilgili kavram kargaşası sadece Türkiye de yaşanmıyor. ABD dışında her coğrafyada kavram ve içerdikleri konusunda kafa karışıklığı yaşanıyor. Kavram kargaşasını tetikleyen en önemli unsur, süreci ANLAMLANDIRMA münakaşasından çıkmaktadır. Çünkü her devlet, sivil toplum, işletme ve birey endüstriyel tarihine, gelişmişliğine ve bazen de ihtiyaçlarına göre yeni kavramların içini doldurmaktadır. Yani, yeni bir kavramın Türkiye de algısı, anlamı başka, Çin de daha bir başka olabilir ve oluyor da! Ama zamanla bu kavram ve içerdikleri evrenselleşecek. İşte bu süreçte belirleyici olan gücün kurduğu, kuracağı kavram hegemonyası yarınımızı şekillendirecek.
Şimdilerde Almanlar da mebcut kavram kargaşasından şikayetçi. Geçtiğimiz yıl yaklaşık 40 değişik saha uzmanından oluşan bir komisyon, Endüstri 4.0 ve/veya buna bağımlı türetilen kavramların içeriği konusunda anlaşma sağlamak için büyük çaba göstermekte. Her gün yenisi eklenen kavramlar ile tartışmalar sürüp gidiyor. Belki sizlerin de dikkatini çekmiştir, Endüstri 4.0 genel kavramının dışında bu tartışmalarda, adlandırmalarda Almanca bir kelime, bir kavram yok. Maşallah hepsi İngilizce! Aslında bu bile bizlere hali hazırda trendin belirleyicisinin kim olduğunu gösteriyor. İlerde bu nasıl değişecek veya değişecek mi, hep beraber izleyeceğiz.
Çin Önemli
Bu tartışmalarda izlediğim bir başka ilginç unsur da küresel anlamda birçok ülkenin yanısıra gelecek dönemin en büyük gücü olmaya aday Çin in Almanya nın yeni endüstriyel tasavvuruna daha yakın bir gelişmeyi kendisine yol edindiğine dair. Çin in 2025 master planı daha çok Almanların geçmiş ve bugünkü dönemde oluşturdukları endüstriyel yeteneklerin içselleştirilmesi (yani devşirilmesi) ve bunun dijitalleşmesine hız verdikleri, vereceklerini gösteriyor. Ayrıca, Çin in Alibaba ve Tencent firmalarının son dönem eriştikleri boyut baş döndürücü noktada. Çin in Shenzhen bölgesi Silicon Valley ile yarışmaya hazır hale getiriliyor, hatta dinamikleri itibarı ile şimdiden birçok yabancı işletmenin radarına girmiş bulunuyor. Özetle, Çin bireysel tüketim alanlarında teknoloji ağırlığını ABD eksenli geliştiriken, üretim tarafında Alman üretim teknolojilerini merkezine almış. Galiba gelecek dönemin belirleyicilik bu hibrid yaklaşımda!
Uzaktan bakınca Türkiye
Endüstri 4.0 kavramını sıkça kullanıyoruz, bu konuda oldukça yeterli seviyede seminer, kongre vs düzenliyoruz. Sektörel ve genel kamuoyu ilgisi çok iyi bir noktada AMA bu olgunun endüstrimizde bugünümüz ve yarınımız için anlamını henüz yerlileştirememişiz !
Bu kavramın, içeriğinin hızla Türkiye için anlamlandırılması gerekiyor. Bugüne kadar takip ettiğim modellemelerin henüz Türkiye endüstriyel gerçekliğine uygunluğuna yönelik ciddi şüphelerim var. Daha çok bilgi toplamak, daha çok yatay-dikey tartışmalar yapmamız gerektiğine inanıyorum. Bazı alanlarda kafa karışıklığı yeni dönemin ruhunu anlamakta hala engel oluşturuyor. Türkiye için anlamlandırma sürecini hızlandırmak için Üniversitelerde, Teknopark ve Kentlerde, Organize Sanayi Bölgelerinde acilen saha örneklerini çoğaltmak, göstermek için Uygulamalı Mükemmeliyet Merkezleri ni ya da Akademileri kurmak gerekmektedir.
Ahmet Yılmaz