SubconTurkey

HoÅŸgeldiniz
subconturkey.com

Favorilerime Ekle

yan sanayi

Bugün :   4 Mart 2021, PerÅŸembe

Haziran 2018 Sayısı

Yıl : 15 | Sayı : s_170

     Anasayfa
     Hakkımızda
     Künye
     ArÅŸiv
     İletiÅŸim

http://www.subconturkey.com.tr




Dergimizin sayfalarına
taranmış ÅŸekilde ulaÅŸmak için tıklayın  


 

Haberdar olmak için
üye olunuz

İsim
E-Posta

Sektör Seçiniz


 

 

























 

H. Yücel Koç

Kriz


Sanırım üç sene olmuÅŸtur, üniversiteden birkaç arkadaşımla BeyoÄŸlu nda buluÅŸmuÅŸ eski günleri yâd ediyorduk.  Az sonra sevgili hocam Prof. Yalçın Küçük çok yakınımızdaki bir masaya oturdu. Her zaman olduÄŸu gibi deÄŸiÅŸmeyen aksesuarları olan kırmızı atkısı boynunda, kalpağı kafasındaydı. Yirmi yılı aÅŸkın süredir yüz yüze gelmemiÅŸtik hocayla. İnanılmaz bir ÅŸaÅŸkınlığın ardından hemen masasına gittik. Her zamanki nezaketiyle ayaÄŸa kalktı, elimi sıkarken, o gözleri kısık, içinde derin gizemler barındıran bakışıyla  biraz kilo almışsınız ama gözleriniz hiç deÄŸiÅŸmemiÅŸ  dedi. İnanılır gibi deÄŸil, ne hafıza, ne zeka? Yine bizleri ÅŸaşırtmayı baÅŸardı. Sonra diÄŸer arkadaÅŸlarımla da tokalaÅŸtı, hepimizi zarif esprileriyle unutamayacağımız muhteÅŸem güzel bir hatıranın ortağı yaptı. VedalaÅŸtık ve masamıza döndük.

Hiç unutamam yine bir ekonomik kriz dönemiydi. Sanki eskiden daha sık krizler olur, ya da daha sık krizleri konuÅŸurduk. O gün ilk ders Yalçın Hoca nın dersiydi. Boynunda atkısı, elinde kahve kupası salona girdi. Hoca hayatta tanıdığım en muhalif, en aykırı insanlardan birisiydi. Ben de çok gençtim ve her ÅŸeye, herkese, her düşünceye muhaliftim. Evrensel doÄŸruların kemikleÅŸmiÅŸ düşünce kalıpları içerisine sığdırılamayacağına inanıyordum. Ütopik düşünce tarzını hiç de afaki bulmuyordum. Ta ki  büyüdük ve kirlendi dünya  dizelerini idrak edene kadar. Başımdaki ütopik düşünce yelleri bana, Hocayla da ciddi polemiÄŸe girme cesareti veriyordu. Bu cesaret Hocanın dersinden aldığım, ya da alamadığım notlarla bana acı acı dönüyordu ama gençlik ve muhalif olmak boyun eÄŸmemekti, onun tabiriyle  çılgınlıktı ve çılgınlığı ben de onun gibi seviyordum. 

TebeÅŸirle tahtaya  kriz  yazdı sonra altına x ve y eksenleri olan bir cetvel çizdi. Sıfır noktasına yakın bir yerden baÅŸlayan, y ekseni boyunca yükselen, sonra x eksenine doÄŸru inip, x ekseniyle kesiÅŸmeden tekrar aynı hareketi sergileyen bir tablo hazırladı. Tablo, krizlerin sonsuz olmadığı gibi yükseliÅŸlerin de sonsuz olmadığını, sadece geçiÅŸ sürelerinin farklılıklar gösterebileceÄŸini ve her iniÅŸin bir çıkışı, her çıkışın da bir iniÅŸi olduÄŸunu ifade ediyordu. Hoca bu döngüye ekonominin temel kurallarından birisidir gözüyle yaklaşıyordu. Hocanın anlattıklarını ne kadar anlayabildik, derinliÄŸinin ne kadarını yakalayabildik bilmiyorum ama, o dersi de unutulmaz kılmayı baÅŸardı.

Ülkemiz krizler ülkesi. Sadece ekonomik krizler mi? Elbette ki hayır. Bizde her gün, her saat hatta her an nasıl bir krizin patlayacağını bilemezsiniz. Bizler için olaÄŸan dışı olan, krizlerin olmadığı, açık, düzenli sistemler… Olanağımız ise kapalı ve ultra karışık, kompleks sistemler. 

Geçen yıl eylül ayında bir hafta İspanya daydım. İki üç gün boyunca ülkenin ana gündemi, küçük bir sahil şehrinde bir otomobilin kaldırıma çıkarak bir yayaya çarpması ve yayanın ölümüydü. Günlerce televizyonlarda ve gazetelerde bu konu konuşuldu. Bir de bizi düşünün, onların inanamadıkları olay bizim gündemimizde gündem konusu olamaz.

Konumuza dönersek, ekonomik krizler ülkemizin kanıksanmış gerçeklerinden. Bizler böyle yaÅŸamaya alıştık. İnanın dünyanın en iyi kriz yöneticileri bizden çıkıyor. Buna sevinmeli miyiz, bilemiyorum. Ama hayatımızın gerçeÄŸi bu. Yıllarımızı, emeklerimizi, kazanımlarımızı boÅŸa harcadığımız bu krizlerin çıkış ve tepede kalma sürelerini uzatmayı, iniÅŸ ve dip sürelerini kısaltmayı da artık öğrenmeli ve gereÄŸini yapmalıyız. Bunu baÅŸarmanın yolu topyekün bir anlayış deÄŸiÅŸikliÄŸi yaÅŸamamızdan geçiyor. Yeni ÅŸeyler keÅŸfetme ihtiyacımız yok. Biliyoruz ki güçlü ve istikrarlı ekonomi, doÄŸru ve ilkeli demokrasileri seviyor. Åžeffaflık vazgeçilemez unsur ve denetlenebilir, hesap verilebilir yapılar istiyor. Siyasi istikrara ve dış politikada kalıcı politikalar üreten uzlaÅŸmacı diplomasiye ihtiyaç duyuyor. KöhnemiÅŸ ekonomik yöntemlerle sürdürülen üretim anlayışı yerine katma deÄŸeri yüksek, çevreci, yüksek teknolojik üretim yöntemlerini istiyor. Siyasi popülerizmden ise kaçıyor, israfa dayanamıyor. Nihayet bunları yapabilecek, anlayabilecek insanlar için ise evrensel, çaÄŸdaÅŸ eÄŸitime ihtiyaç duyuyor. 

Bu anlatılanları yapan ve yapmayan ülkeler gün kadar açık, gözlerimizin önündedir. Büyük stratejiler, büyük yaklaşımlar peÅŸinde koÅŸmak yerine, yapılmış, denenmiÅŸ ve sonuçları kanıtlanmış basit, sade, öz olanı görmemiz, bir an bile beklemeden iÅŸe koyulmamız gerekmektedir. Bunun için ülkenin her bireyinin, her kurumunun yapabileceÄŸi bir ÅŸeyler vardır. 

Zaman, karamsarlığa kapılıp, depresyonlar içinde boÄŸulma zamanı deÄŸil, yapabileceÄŸimize inanıp, kiÅŸisel çıkarları bir yana bırakıp,  hadi yapalım  deme zamanıdır. Sonu gelmeyen, geleceÄŸimizden çalan ve ümitlerimizi kıran krizler, kaderimiz olmamalıdır. Birilerinin gelip bizleri kurtarmasını beklemek, boÅŸa bekleyiÅŸtir. Çare, çaresizliÄŸe mahkum olmak istemeyenlerin birlikte ve özverili çabalarında gizlidir.

Umutlu günler dileklerimle.


 

 

  İlgili Haberler

 

İlgili haber bulunamadı!

  İlgili Yazılar

 

İlgili yazı bulunamadı!
 

http://www.subconturkey.com.tr




















































SEKTÖREL
Tanıtım Grubu
Rek. ve Tic. Ltd. Åžti.

  BahçeÅŸehir 2.Kısım Mah.(BoÄŸazköy)
  4.Cadde,Mavi Kardelen Sitesi, A-Blok No:1/2 Daire:2
  BAHÇEÅžEHİR-BAÅžAKÅžEHİR-İSTANBUL
  Tel:0212 607 28 22- 5 Hat
 
E-posta : subcon@sektorel.com

SUBCONTURKEY Yan Sanayi Ürünleri Gazetesi
www.sektorel.com | www.subconturkey.com | subcon@subconturkey.com
yan sanayi